bugün
yenile
    1. 5
      +
      -entiri.verilen_downvote
      unutturmayacağız... 1. saygı değer efendiler, günlerce zamanınızı alan uzun ve ayrıntılı sözlerim, en sonunda tarih olmuş bir dönemin öyküsüdür. bunda ulusum için ve yarınki çocuklarımız için dikkat ve uyanıklık sağlayabilecek kimi noktaları belirtebildiysem, kendimi mutlu sayacağım. burada söylediklerimle, ulusal varlığı sona ermiş sayılan büyük bir ulusun bağımsızlığını nasıl kazandığını; bilim ve tekniğin en son ilkelerine dayalı ulusal ve çağdaş bir devleti nasıl kurduğunu anlatmaya çalıştım. bugün ulaştığımız sonuç, yüz yıllardan beri yaşanan ulusal yıkımların yarattığı bilincin ve bu sevgili yurdun her köşesini sulayan kanların karşılığıdır. bu sonucu türk gençliğine emanet ediyorum.
    2. 2
      +
      -entiri.verilen_downvote
      2. "efendiler, zavallı ulusumuzu tutsak etmek isteyen düşmanları kesinlikle yeneceğimize olan inanç ve güvenim bir dakika olsun sarsılmamıştır. bu dakikada bu tam inancımı yüce kurulunuza, bütün ulusa ve bütün dünyaya karşı ilan ederim."
    3. 2
      +
      -entiri.verilen_downvote
      "aciz ve korkak insanlar, herhangi bir felaket karşısında milletin de hareketsizliğe sürüklenmesini ve bir kenara çekilip kalmasına yol açarlar."
    4. 2
      +
      -entiri.verilen_downvote
      "temel ilke, türk milletinin haysiyetli ve şerefli bir millet olarak yaşamasıdır. bu ilke, ancak tam istiklale sahip olmakla gerçekleştirilebilir. ne kadar zengin ve bolluk içinde olursa olsun, istiklalden yoksun bir millet, medeni insanlık dünyası karşısında uşak olmak mevkiinden yüksek bir muameleye layık görülemez."
    5. 5
      +
      -entiri.verilen_downvote
      türk'ün onuru, gururu ve yeteneği çok yüksek ve büyüktür. böyle bir ulus tutsak yaşamaktansa yok olsun daha iyidir. o halde, ya bağımsızlık ya ölüm!
    6. 2
      +
      -entiri.verilen_downvote
      "efendiler, sırası gelmişken, aziz milletime şunu tavsiye ederim ki, bağrında yetiştirerek başının üstüne kadar çıkaracağı adamların kanındaki, vicdanındaki öz cevheri çok iyi tahlil etmek dikkatinden bir an geri kalmasın!"
    7. 1
      +
      -entiri.verilen_downvote
      “şunu söylemeliyim ki biz, her araçtan, yalnız ve ancak bir görüş için yararlanırız. o görüş şudur: türk ulusunu, uygar toplumlar içinde yaraştığı kata yükseltmek ve türk cumhuriyetini sarsılmaz temeller üzerinde, her gün daha çok güçlendirmek.”
    8. 1
      +
      -entiri.verilen_downvote
      fakat, bunca asırlarda olduğu gibi, bugün dahi, akvamın cehlinden ve taassubundan istifade ederek hiçbir türlü siyasi ve şahsi maksat ve menfaat temini için dini âlet ve vasıta olarak kullanmak teşebbüsünde bulunanların, dahil ve hariçte mevcudiyeti, bizi, bu zeminde söz söylemekten, maateessüf henüz müstağni bulundurmuyor. beşeriyette, din hakkındaki ihtisas ve vukuf her türlü hurafelerden tecerrüt ederek, hakiki ulum ve fünün nurlarıyla mussaffa ve mükemmel oluncaya kadar, din oyunu aktörlerine, her yerde tesadüf olunacaktır.” mustafa kemal atatürk
    9. 1
      +
      -entiri.verilen_downvote
      lozan barış antlaşması, türk ulusuna karşı, yüzyıllardan beri hazırlanmış ve sevr antlaşmasıyla tamamlandığı sanılmış büyük bir yok etme eyleminin yıkılışını bildirir bir belgedir. osmanlı tarihinde benzeri görülmemiş bir siyasal utku yapıtıdır!
    10. 2
      +
      -entiri.verilen_downvote
      artık her şeyin, mahvolduğuna inanmış bir adam gibi üzüntü içinde düşünüyordum; ancak mahvolmuş bu her şeyin kurtarılabileceğine inanmış bir adam gibi de kendimi avutuyordum.
    11. 0
      +
      -entiri.verilen_downvote
      gerek erzurum kongresi'nde, gerek sivas kongresi'nde türkiye'nin ulusal sınırını saptamak için çağdaş bir deyime dayanmak gerektiği zaman, ben, türk süngülerinin işaret ettiği bu hattı esas kabul ettim. biliyorsunuz ki, ulusal andı (misak-ı milli) en sonra ankara'da saptamıştım. sorunun yabancısı olan birtakım zatlar kendi görüşlerini benimsetmek istediler ve ulusal sınırlar söz konusu olduğu zaman gerçeği bilmedikleri içintürlü türlü aldanışlara kapıldılar. açıkça söylerim ki, ben de ulusal sınır'ı, biraz vilson prensiplerinin amaçlarına göre söylemeye çalıştım. hemen açıklığa kavuşturayım: o insancıl prensiplere dayanaraktandır ki, türk süngülerinin ve saptadığı sınırları savunmuşumdur. zavallı vilson, anlamadı ki, süngü, kuvvet, onur ve saygınlık duygusunun savunamadığı hatlar, başka hiçbir prensiple savunulamaz!
    12. 0
      +
      -entiri.verilen_downvote
      büyüklük odur ki hiç kimseye (gereksiz) yüz vermeyeceksin. hiç kimseyi aldatmayacaksın. memleket için gerçek ülkü ne ise, onu görecek, ona doğru yürüyeceksin! herkes senin arkandan konuşacaktır, herkes seni yolundan çevirmeye çalışacaktır; işte sen burada direneceksin! önüne sonsuz engeller yığacaklar; sen kendini büyük değil, küçük, zayıf, vasıtasız, hiç bilerek kimseden yardım gelmeyeceğine inanarak bu engelleri aşacaksın! ondan sonra sana, 'büyüksün,' derlerse onu diyenlere de güleceksin.
    13. 0
      +
      -entiri.verilen_downvote
      "adalet dilenmekle ve başkalarına kendini acındırmakla ulus işleri, devlet işleri gorülemez; ulusun ve devletin onuru ve bağımsızlığı güven altına alınamaz."
    14. 0
      +
      -entiri.verilen_downvote
    15. 1
      +
      -entiri.verilen_downvote
      i̇smet paşa'dan sonra rahmetli abdurrahman şeref bey'in konuşmaları arasında şu sözler de vardı: "hükûmet biçimlerinin sayılmasına gerek yoktur. egemenlik sınırsız ve koşulsuz ulusundur;" dedikten sonra, "kime sorarsanız sorunuz, bu, cumhuriyettir. doğan çocuğun adıdır. ama, bu ad, kimilerine hoş gelmezmiş, varsın gelmesin!"
    16. 0
      +
      -entiri.verilen_downvote
      “kurtuluş çaresi ararken i̇ngiltere, fransa, i̇talya gibi büyük devletleri gücendirmemek temel ilke olarak kabul edilmekte idi. bu devletlerden yalnız biri ile bile başa çıkılamayacağı kuruntusu hemen bütün kafalarda yer etmişti. osmanlı devleti’nin yanında, koskoca almanya, avusturya – macaristan varken hepsini birden yenip yerlere seren i̇tilâf kuvvetleri karşısında, yeniden onlarla çatışmaya varabilecek durumlara girmekten daha büyük mantıksızlık ve akılsızlık olamazdı. bu zihniyette olan yalnız halk değildi; özellikle seçkin ve aydın denen insanlar böyle düşünüyordu.”
    17. 1
      +
      -entiri.verilen_downvote
      ey türk gençliği! birinci vazifen, türk istiklâlini, türk cumhuriyetini, ilelebet, muhafaza ve müdafaa etmektir. mevcudiyetinin ve istikbalinin yegâne temeli budur. bu temel, senin, en kıymetli hazinendir. i̇stikbalde dahi, seni bu hazineden mahrum etmek isteyecek, dahilî ve haricî bedhahların olacaktır. bir gün, i̇stiklâl ve cumhuriyeti müdafaa mecburiyetine düşersen, vazifeye atılmak için, içinde bulunacağın vaziyetin imkân ve şerâitini düşünmeyeceksin! bu imkân ve şerâit, çok nâmüsait bir mahiyette tezahür edebilir. i̇stiklâl ve cumhuriyetine kastedecek düşmanlar, bütün dünyada emsali görülmemiş bir galibiyetin mümessili olabilirler. cebren ve hile ile aziz vatanın, bütün kaleleri zaptedilmiş, bütün tersanelerine girilmiş, bütün orduları dağıtılmış ve memleketin her köşesi bilfiil işgal edilmiş olabilir. bütün bu şerâitten daha elîm ve daha vahim olmak üzere, memleketin dahilinde, iktidara sahip olanlar gaflet ve dalâlet ve hattâ hıyanet içinde bulunabilirler. hattâ bu iktidar sahipleri şahsî menfaatlerini, müstevlilerin siyasi emelleriyle tevhit edebilirler. millet, fakr ü zaruret içinde harap ve bîtap düşmüş olabilir. ey türk istikbalinin evlâdı! i̇şte, bu ahval ve şerâit içinde dahi, vazifen; türk i̇stiklâl ve cumhuriyetini kurtarmaktır! muhtaç olduğun kudret, damarlarındaki asil kanda mevcuttur! mustafa kemal atatürk 20 ekim 1927
    18. 4
      +
      -entiri.verilen_downvote
      "Osmanlı hükümdarları ve yakınları debdebe ve gösteriş içinde yaşayabilmek için ülke ve ulusun bütün servet kaynaklarını kuruttuktan başka, ulusun her türlü çıkarlarını peşkeş çekerek birçok dış borçlanmalar yapmıştı. O kadar ki, devlet dış borçların faizlerini ödeyemeyecek duruma gelmişti. " Az önce okudum bu cümleleri. Çok tanıdık geldi bana. Nedense tarih tekerrürden ibaret diyesim var.
    19. 2
      +
      -entiri.verilen_downvote
      Büyük ölülere matem gerekmez, fikirlerine bağlılık gerekir